IWW İSTANBUL

SEN DE BİZDENSİN ARKADAŞ…

2210707Hafif esintili bir yaz akşamüstü iki mahalle ötedeki pazardan alınanlar pazar çantalarında eve taşınırken, hissedilen bişey vardır; tüm bu alınmış şeyler hakkedilmiştir. Bunları almak için ana baba çalışmış, emeklerini satmıştır, kimsenin hakkını yemeden. Yaşayabilmek için çalışmak zorundadırlar ve iyi bilirler ki zengin olmak gerekir tabanların sızısını duymamak için geceleri yatakta. Çocukları da bilir. Ama işler bi acaip tersidir zaten; çalışmak için yaşar olurlar. Hayatta kalabilmek, eve yemek götürebilmek için başka bi yol yoktur. Artık o pazarların yerinde AVM, süpermarketler var, nakit para yerine banka kartları, veresiye defteri yerine kredi kartları var. Peki ne değişti ki.

Bu insanlar, bizlerin ana babalarıdır, bize daha iyi bi gelecek vermek için elllerinden ne geliyorsa yapmışlardır. Şimdi bizler, okumuş etmiş olanlar, onlardan daha rahat bi hayat sürdüğümüzü düşünüyoruz ya işte o aslında yalan. Dönemin ulaşılacak konforununda ki değişimi dikkate alınca ortaya çıkan gerçek; bizler de eğer piyango vurup da sınıf atlamamışsak açık ve net şekilde işçiyiz kardeşim. Üstelik hayatlarımız gene de onlar kadar mutlu ve tatmin olmuş değil. Hep birşeyler eksik hissediyor ve bunu doldurmak için alışverişlere, gezmelere, seyahatlere gidip duruyoruz. Değişmeyen şey şu ki; onlar gibi işçiyiz. Daha neyin işçisiyiz diye itiraz etmenin bi anlamı yok. Açık ve net ki; biz de yaşamak için çalışırken, çalışmak için yaşar olmuşuz. Biz de onlar gibi emeğimizi satıyoruz ki geçmişe oranla karmaşıklaşmış ihtiyaçlarımızı karşılayalım. Ha bi de övünelim enayi gibi, vay be ana babalarımızdan daha modern bi hayat yaşıyoruz diye. Bizim o modern dediğimiz hayat, sermayeye sermaye katan tüketim toplumunun öbür adı olmuş be güzel arkadaşım.
 
Dahası da, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, tüm bu savaşların, açlığın, salgın hastalıkların, fakirliğin, hayatlarımızı ve geleceğimizi teğdit eden bu gericiliğin müsebbibi aynı. O yüzden, efendim “nedir bu patronlardan ve sistemden alıp veremediğin?” diye sorma be güzel arkadaşım. Tablo açık ve net değil mi? Sırf bu yüzden, bu dünyayı ve hayatı patronlara bırakmamak için, bunu onlara zehir etmek için, kendi hakkın ve hayatın için, direnmek gerek. Her yerde, en çok da işyerinde, çünkü bizleri köle gibi çalıştırıp kanımızı emmeye orda başlıyorlar. İşte bu yüzden işyerinde gizli kapaklı dayanışma ağını, çeteni kur be kardeşim, buna örgütlenmek deyince tüylerin diken diken olmasın. Patronların irade ve arzularının kölesi olma. Seni kariyer ve modern şehir hayatı ile uyutmasınlar.
Orhan Cahit

IWW Istanbul • 27/09/2014


Previous Post

Next Post

Leave a Reply