IWW İSTANBUL

GREİF: DOĞRUDAN EYLEM VE İŞYERİ BİRLİKLERİ

1785315Greif işçilerinin eylemi, Kazova ve Feniş eylemlerinden sonra sınıf hareketinin yükseldiğinin kesin ispatı. Çalışan sınıf hareketini destekleyen herkes, tüm Türkiye’den gelen haberlerin bir süredir fazlalaştığını farketmiştir. Bir gün İzmir’den bir haber geliyor, ertesi gün Bursa’dan, sonraki gün Sarıgazi’den. Zaten her çalışan bir süredir bu öfkeyi hissetmeye başladı. Hareket kabarıyor. Bu artık çok bariz.
Greif fabrikasında olanları anlatmaya gerek yok. Yine de haberi olmayanlar için şu linkleri verelim:

http://www.kizilbayrak.net/ana-sayfa/sinif/haber/guen-guen-greif-isgali/

http://www.soldefter.com/2014/02/13/sunjut-greif-iscileri-olmek-var-donmek-yok/

http://www.bianet.org/bianet/toplum/153449-greif-iscileri-fabrikayi-isgal-etti

www.evrensel.net/haber/78179/greif-iscileri-fabrikayi-isgal-etti.html

http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/greifde-isciler-fabrikayi-isgal-etti-haberi-87637

 

2434918

Burada önemli olan, DİSK Tekstil’in bu direnişe başından beri engel olması. Sendikal bürokrasi, varoluşu gereği kontrolü kendi elinde olmayan her türlü çalışan eylemine karşı tavır alır. Bu çok bilindik bir durum. Ama o bürokrasiye karşı nasıl hareket edileceği konusu çok tartışmalı. DİSK’in 47. yıl etkinliğinde olanlar o sebeple önemli.

Bu etkinlikte Devrimci İşçi Hareketi grubunun avukat Taylan Tanay için yaptığı eylemden hemen sonra, Greif işçileri kendilerini alanda yalnız bırakan DİSK Tekstil sendikasına ve o sendikaya tavır almayan DİSK’e karşı bir eylem gerçekleştirdiler. Bu eylem, sendikal bürokrasiye duyulan öfkeyi açığa vuruyordu.

3556399Sonuçta Greif, taşeronlaşmanın dibi bir fabrika. 44 taşeron şirketten bahsediliyor. Dile kolay 44!!! DİSK Tekstil, bir şekilde toplu iş sözleşmelerini kapalı kapılar ardında yürütüyor ve sonuçları işçilerin kontrol etmesinin imkanı yok. Her yıl teşeronluğa karşı nasıl mücadele ettiklerini söyleyen ama “gram yol alamayan” sendikacılar söz konusu.

DİSK ve DİSK Tekstil kendisini savunan bildirisinde aynen şöyle diyor: “…Sunjüt işyerinde, taşeron çalıştırılmasına gösterilen tepki, yıllardır taşeron uygulamasına karşı mücadele veren Sendikamız tarafından da haklı bulunmaktadır. Ancak Sendikamızın üyesi olan arkadaşlarımız, yasal sürenin sonuçlanması için sabır göstermelidir. Üyelerimizin haklarının korunması doğrultusunda gerekirse yine üyelerimizin de kararıyla bu işyerinde tereddütsüz greve gideceğimizin bilinmesini isteriz.

Yıllardır taşeronlaşmayı bahane ederek manevra çeviren, yalnızca toplu sözleşme dönemlerinde ortaya çıkan Rıdvan Budak’ın sendikası, işçiler teşeronlaşmaya karşı en büyük doğrudan eylemlerini yaptıkları anda çalışanları “haklı” bulmuşlar. Elde kozmik odalarda saklanan görüşme tutanakları yok. Ne patron tarafı ne sendikacılar çıkıp neler konuştuklarını ifşa etmeyecekler. Ama çok bariz ki DİSK Tekstil, Greif- Sünjut çuval fabrikasında taşeronlaştırmaya karşı en küçük bir kazanım elde edememiş durumda. 44 taşeron! Bunun anlaşılır bir tarafı var mı? İnsanın aklına ister istemez, “Yoksa taşeron sistemi sendikacıların da mı işine geliyor?” gibi kötü kötü sorular geliyor. Sonuçta, böyle bir durum olmasa dahi “yıllardır taşeron uygulamasına karşı mücadele veren” DİSK Tekstil, hiç bir şey becerememiş durumda. Aksi durumda ise, açık ki “Al gülüm ver gülüm” bir sendikacılık söz konusu. Artık sarı sendika mı dersiniz, kirli pazarlık mı dersiniz, sıfatı okuyucuya bırakıyoruz.

 

 

 

 

 

 

 

 

527938

 

Böylesi bir durumda DİSK’i savunmak için söylenen argümanlar çoğunlukla şu minvalde seyrediyor: “Emek cephesi örgütsüz durumda. Karşımızda örgütlü bir burjuvazi, AKP ve onun beslediği sendikalar var. Dolayısıyla DİSK’e ihtiyacımız var.”

Bu argüman sahipleri, ne Kazova’dan, ne Greif’ten, ne yüzyıllardır oynanan ayak oyunlarından, ne de Gezi olaylarından hiç bir şey anlamamış durumda olmalılar. Bu insanlar modern zamanların kötünün iyisini seçtirmeye çalışma manevrasının ayartısına kapılıveriyorlar. Anlamadıkları şey, zaten yaptıkları seçimin, o seçime bizi mecbur bırakanların bizi zorladıkları seçenek olması. Kısacası, DİSK’in kendisi, onun sendikacılık anlayışı, bizim örgütsüz olmamızın en baştaki nedenlerinden biri. Ve sendikal bürokrasiye karşı örgütlenmezsek, sendikal bürokrasiyi kötünün iyisi görerek hareket edersek, bu kısır döngüden kurtulamayacağız.

4706110

 

Gezi, bu kısır döngüye tepki değil miydi? Kazova, benzer bir kısır döngünün kırılması değil miydi? Greif, kısır döngünün çözümsüzlüğüne başkaldırı değil midir?

 

Peki de, sendikal bürokrasiye karşı örgütlenmek ne demektir? İşte burada, İşyeri Birliklerine Doğruyazımızda eleştirdiğimiz soyut sendika bürokrasisi düşmanlığı şapşallığıyla karşılaşıyoruz.

Sendika bürokrasisinin manevralarına karşı çıkmak olarak anlaşılan tek şey, durmadan onları eleştirip durmak. Onların yapamadıklarının, yapmadıklarının, kirli pazarlıklarının çetelesini tutmak. Oysa Greif işçileri yolu gösteriyor. O fabrikada bir işyeri örgütlenmesi başarılmış durumda. Sendikacılara yetkiyi verip, yıllardır 44 taşeronla çalışmaktan gına gelmiş, işyerinde örgütlenmiş yüzlerce işçi söz konusu. Üstelik bu işyeri örgütlenmesi, doğrudan bir eyleme girişerek ipleri kendi eline almayı başardı. Burada olanları okuyamamak, sendikal bürokrasiye yalnızca durmadan küfür etmeye devam etmek kadar şapşalca ne olabilir? Tek bir “daha devrimci sendikacı”nın işyeri örgütlenmesi çağrısı yaptığını hala duyamadık. Tek bir sendika bürokrasisi karşıtının, doğrudan eylemin ne kadar işe yarar bir silah olduğuna ilişkin bir şeyler söylediğini göremedik. Tüm yayınlara bakın, tüm eleştirilere, tüm yazılara. Yalnızca sendika bürokrasi karşıtı söylemler ve sınıf hareketi güzellemeleri!

4614451O halde, hem burjuvaziye, hem AKP hükümetine, hem de sendikal bürokrasiye karşı elimizdeki araçları ortaya koyalım: İşyerleri birlikleri ve Doğrudan Eylem. Bunlar Dazayn’ın da IWW’nun da yıllardır öne çıkardığı yöntemler.

Ama artık, çalışan sınıf hareketinin geleceği için de bazı yöntemlerden bahsetmemiz gerekiyor. Sınıfın eylemlerinin eş güdümünü sağlayacak bazı önlemler. Artık, işyerlerinde örgütlü insanların, işyerleri içinde politika yapan insanların bir araya gelip, işyerlerine ilişkin ortak planlar yapmasının zamanı geliyor. Bunu bir sendika bizim adımıza yapamaz. Bunu bilmem ne nedenle kimlerden bölündüğü belli olmayan solcu gruplar yapamaz. Bunu işyeri örgütlenmesi ve doğrudan eylem dışında her türlü “yolu” budalaca sahiplenen sivil toplum örgütleri, yardımlaşma grupları, psiko terapi merkezleri yapamaz. Bunu ancak, işyerlerinde örgütlenmeyi amaçlamış muhalif çalışanlar yapabilir. Kısacası, yakında işyerleri birliklerini birbirleriyle bağlamak, ağlar kurmak için çabalamaya gerek olacak. Şimdiden bunun için harekete geçmemiz gerekiyor.

IWW Istanbul • 15/02/2014


Previous Post

Next Post

Leave a Reply