IWW İSTANBUL

Örgütlenmenin önünde yeni bir engel mi, yeni bir bahane mi: Savaş ve OHAL

Alım gücü giderek düşüyor. Her maaşlı çalışan bunu hissediyor olmalı. Çalışanların her kesimi bunu kendince deneyimliyor. Kimi haftada bir iki dışarıda yemek yemeyi, bir şeyler içmeyi unutmaya çalışıyor, eve kapanıyor. BES’i varsa bozdurup borçlarını ödüyor. Kimi daha ucuz giyecek yiyecek kovalamaya başladı. Kimi düzenli masraflarını kısmanın derdinde. Pazarlar akşam toplanırken pazarcıların etrafa attıkları da var hem. Ama hemen hemen çalışan sınıfın her bir parçası, bu durumdan etkileniyor.

Bunun getirisi olarak beyaz yakalı olsun, mavi yakalı olsun, düzenli işi olmayan olsun, çalışanların çoğunluğu, şimdilik bireysel çareler peşinde. Belki iş değiştirme, belki harcamayı kısma, belki bir yerlerden borç alma, bankaları bir ay daha atlatma çabasında.

Resmi istatistikler devasa borç oranlarına işaret ediyor. Çarpıtılan rakamlar tutatsızlıklarıyla bir şeylerin döndüğünü gösteriyor. Üstü örtülen istatistikler ise memnuniyetsizliğin giderek tırmandığının delili.

Bu ülkenin en büyük dertlerinden biri de herkesin kendi uyduruk çözümünü üretmeye çalışması. Trafik mi sıkışık? Emniyet şeridi ne güne duruyor? Metrobüs kalabalık mı? Utanma, herkesin önüne geçiver. Biri sana yamuk mu yaptı? Tak bıçağı. Kıdem tazminatını mı alamadın? Yak kendini!

Kişisel çözümlerle kurtulmak kimileri için hala mümkün. Ama bir tuzaktan kurtulsa diğer tuzağa yakalanacak. Şu anı kurtarsa ertesi günü kurtaramayacak. Yalnızca hazin sona doğru top çeviriyor. Vakit kazanıyor. Ama ne olacak? Mucize mi? Miras mı? Süper loto mu?

Bunun anlamsız olduğunu gören de “Nerde bu devlet?” hikayesinden daha ileri gidemiyor. Yalnızca devlet ya da patrona talebi önemseyen, itiraz üzerine kurulu bir sol kültür içindeyiz. İlla bize acıyıp, bizi kurtaracak birilerini arıyoruz.

Başına gelenin kadersizlik olmadığını, kendi beceriksizliğinden olmadığını okuyacak çalışanlar henüz azınlık. Onların içinde, kişisel değil toplumsal çözümler arayan az. Devletten, patrondan ali cenaplık beklemeyip, kendi gibi olanlarla birlikte toplu çözüm arayan ise daha da az.

Ama hayat da sıkıştırıyor bir taraftan. Bireysel çözümler yetmiyor. Devlet de patron da dert dinler durumda değil. Örgütlenme olmazsa olmayacak. Bunu gören görüyor. Atla deve değil. Bak dünyaya, bak daha önce yaşananlara, bak tarihe. Ama çoğunluk nasıl görecek?

Tarih desen kafa hala Osmanlı’da. Fantazinin içinde yaşıyor. Dünya desen yedi düvele karşı koyduğunu sanıyor, Osmanlı tokatı diyor. Borca ne kadar batmışsa, aptallığa da o kadar batmış. Arada uyanıyor, aklı başına geliyor, tam o sırada konuşuyorsun. Örgütlenelim, sendikaya gidelim diyorsun, OHAL var diyor. “Robota format attılar lan, bize neler yapmazlar” diyor. Hani bakanının tekinin sözünü kesen robot vardı ya. Onu diyor. Ben şuna buna güvenmiyorum diyor. Bir ara şöyle şöyle yapmıştım, onlar arkamda durmadı diyor. İlginç olan, aynısını o güvenmediği de buna diyor. Başka bir hikaye, başka bir zaman. Afrin’de savaşıyoruz, terör bitecek, ekonomi şahlanacak diyor. Ekonomi daha da batacak diyorsun, seni şöyle bir süzüyor: Kürt olabilir mi diye. “Konduramayınca” başlıyor aynı muhabbete. Aynı hikaye, benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Osmanlı, yedi düvel, OHAL, fi tarihte bana bunu yaptılar, Afrin. Sonra bir daha.

Aynı hayalin içinde dolanıyor, kurmalı bebek gibi aynı şeyleri söylüyor.

Durum bu. AKP’li olanı da, AKP’li olmayıp daha muhalif olanı da aşağı yukarı böyle. Sonuçta ortak bir çözüm yok. Birlikte bir şey yapalım, organize olalım, grevdir, iş yavaşlatmadır, hakkımızı alalım, hala yok. Varsa yoksa fantaziler, varsa yoksa çıkmaz sokaklar, kişisel çözümler, sessizlik, bunalım, alakasız öfkeler.

Ama bunlar daha başlangıç. O korkuyu üstünden atarsa, harekete geçerse, bir şeyler yapmaya başlarsa bir şeyler olacak. İşte çoğunluk aşağı yukarı bu durumda.

İşyerlerinde milliyetçilik en büyük dert. Onun ardından da OHAL korkusu. Hangisi çözülürse diğeri biter pek belli değil. Ama örgütlü herkesin milliyetçilikle savaşması, OHAL’e rağmen sözünü söylemesi şart. Güvendiklerinden başlayarak tabi.

IWW Istanbul • 04/03/2018


Previous Post

Next Post

Leave a Reply