IWW İSTANBUL

KOBANE’YE DAİR: İŞYERLERİNDEN NOTLAR

6563312İslamcı işyerlerinde İŞİD’e destek verenler azınlıkta. Ama birbirlerini yesinler fikri ağırlıklı. Milliyetçi nefret ilk fırsatta kolayca ortaya çıkıveriyor. Bütün büyük laflar, “Analar ağlamasın”, “ Fena mı, kaç yıldır kimse ölmüyor”, “AKP bu işi çözer” zırvalamalarının tümü buharlaşmış durumda. Yerini kör bir nefret ve devlet tapınması aldı. Zaten en başından beri, o islamcı “hoşgörü” nutuklarını kazıyınca altından bildiğimiz egemen ulus horgörüsü çıkıyordu. Dolayısıyla, islamcı iş arkadaşlarımızın bu kez ağızlarından köpükler saça saça nefret kusmalarını pek yadırgamadık.
İŞİD’i koruyan ve destekleyen AKP manevralarının, İŞİD’in yarattığı zulmün teşhiri şu anda hiç bir etki yaratmıyor. Bu sebeple güvenli olduğunu düşündüğümüz anlarda “sapkın söylem” taktiğiyle davranıyoruz. “Nişantaşı’na bir tane İŞİDciyi koy da seyreyle gümbürtüyü”, “Gel yiyorsa kafamı kes” gibi kışkırtmalarla muarızlarımızı doğrudan karşımıza aldığımız durumlarda henüz hiç bir şey yapamadıkları için tartışmayı uzatmadan çekip gittiklerini görüyoruz. Ama bu hiç bir şey yapamayacakları anlamına gelmiyor. Dikkatli olmalı. Özellikle devletin Cemaat’e yapamadığı sürek avını Kürtlere ve barış isteyen bizlere yapması olasılığı var.

Buna karşılık islamcı, liberal ya da muhalif Kürt arkadaşlarımızın sessizce işlerini yapmakta oldukları, tartışmalara girmediklerini görüyoruz. Zaten bu şövenist fırtınayı durdurmak ve geri püskürtüp, egemenlerin aleyhine dönüştürme görevi onlara değil, Türk muhaliflerine ait. Ama can hıraş bir şekilde onları savunmamız gözlerinden kaçmıyor. Zaten en altta gerçek enternasyonalizm de bu değil midir?

 

8347684Diğer işyerlerinde daha önce Gezici olan bir çok kişinin anında devletin tarafına geçtiğini gözlemliyoruz. Buna karşılık bankamatik, otobüs, büst zırvalarını aşınca, onlara AKP’nin oyununa geldiklerini ifade etmek, biraz da olsa işe yarıyor. Şövenizmlerini atmalarına daha var kuşkusuz. Ama ısrarla durumu anlatınca Kürtlerin ne düşündüğünü dinlemeye biraz daha yatkın oluyorlar. Bunun nedeni aynı zamanda Gezi dönemi boyunca bizlere güvenmiş olmaları. Sonuçta AKP karşıtlığı bir bölümünü halen etkiliyor. Bir bölümü ise, henüz aslında çok bariz olan, AKP’nin İŞİD’e yönelik planlarını dinlemek dahi istemiyorlar. Bu ikinciler, daha önceki yazılarımızda “Gezi’nin periferisinde kalmış” diye bahsettiğimiz tipler. Kenardan katılanlar yani. Gezi’nin hala bir etkisinin kaldığını görmek çok ilginç.
Bu tip işyerlerinde faşist kişilerle de tartışıyoruz. Bir ikisinden küfür yediğimiz bile oldu. Henüz onları yalıtamayacağımız için, çoğunlukla diğer insanlar karşısında rezil etme, sözlerini alaya alma tipi konuşmalar gerçekleştiriyoruz. Whatsapp grupları bu iş için daha uygun. Onların kudurmuş milliyetçiliklerini teşhir etmeyi, Gezi bittiğinden beri ana görev addetmiştik. Yazılarımızda da var. Sonuçta doğru zamanda, daha şövenizm gerçek gücünü göstermeye başlamadan onlarla tartışmaya başladığımız için, baya bir yol kat etmiş sayılırız. En azından kullandıkları ipe sapa gelmez argümanları ve bizi işyerinde yalıtmak için yaptıkları dedikoduların etkilerini ortadan kaldırabilecek durumdayız.

Aynı tip işyerlerinde, islamcı iş arkadaşlarımızın islamcı işyerlerindekiler gibi davrandığını söylemeye gerek yok. Milliyetçilikle İslamcılık tamamen iç içe geçmiş durumda. Gezi’nin Anadolu muhafazkarlığında açtığı yarık, en azından sağcı iş arkadaşlarımız için kapanmış durumda. Bu noktada artık kimsenin hayalci davranmaması gerek.

1127929Bugünkü grev için elimizden geldiğince propaganda yaptık. Örgütlenmeye çalıştığımız işyerlerinde sendika olmadığı için greve katılım olmayacak. Ama muhalif arkadaşlarımızla dayanışmamız ve bu gündemi de şövenizmi yok etmek için kullanma çalışmalarımız devam edecek.

Sokakta olmak, sokakta direnişe destek vermek gerekli ve riskli, hele hele ucunda günlerinin geldiğini düşünen faşist sokak çetelerinin terörü ve sınırsız devlet yetkisiyle donanmış polisler varken. Ama risklerine rağmen yapılabilir. İşyerlerinde, politikanın asıl yapılması gereken yerde olmaksa daha zor bir iş. Ama unutmamak gerekir ki, bugün bunu yapmazsak, kendi hayatlarımızı riske atıp şövenist dalgaya karşı durmazsak, yarın yalnızca arızi işyerlerinde kendiliğinden ekonomik grevler şeklindeki şu andaki tabloyu değiştiremeyiz. Üstelik çalışan sınıfın bazı sektörlerde tamamına yakını Kürt arkadaşlarımız. Ve bugün onların yanında olmazsak, yarın onların da bizim yanımızda olmayacağını iyi biliyoruz.

O halde, yalnızca sokakta değil, işyerlerinde de dayanışmayı gösterme zamanıdır!

IWW Istanbul • 09/10/2014


Previous Post

Next Post

Leave a Reply