1 MAYIS SONRASI: TEHDİTİMİZ, UMUDUMUZ, GÜCÜMÜZ!
AKP’ye ve onun arkasındaki zenginler takımına durumu elimizden geldiğince izah ettik sayılır. Yenikapı’daki hiçlik, alternatif 1 Mayıs Kadıköy’deki insan yoksulluğu + ruhsuzluk + umutsuzluk ve bunların tersine Şişli’de, Okmeydanı’nda, Beşiktaş’taki militanca karşı koyuş, Taksim’de ısrar, dirilik ve umut… Kısacası, “saldırılarına karşı direneceğimizi, kolay kolay teslim olmayacağımızı, bize saldırılarsa gücümüz neyse onlardan da kol gövde bacak götürebileceğimizi kafalarına çaktık” sayılır.
1 Mayıs çağrımız şöyle bitiyordu:
Bu 1 Mayıs diğerlerinden çok daha önemli. Saldırılarına karşı direneceğimizi, kolay kolay teslim olmayacağımızı, bize saldırılarsa gücümüz neyse onlardan da kol gövde bacak götürebileceğimizi kafalarına çakmazsak, ezip geçecekler. Diri olduğumuzu, boyun eğmeyeceğimizi, itirazımızın baki olduğunu göstermemiz gerek.
Bu 1 Mayıs’a elimizde Kazova’mız, Gezi’miz, Greif’imiz, daha nice irili ufaklı direnişimizle gireceğiz. Onlarınsa ellerinde zor aygıtlarını bize karşı kullanma yetkisinden başka bir şey yok. 1 Mayıs’ta AKP’ye, Tayyip’e, onun arkasındaki havuz burjuvazisine ve politik olarak AKP karşıtı ama pratikte elbette edeceği karlara bakan büyük burjuvaziye söyleyeceğimiz şudur: Buradayız, kararlıyız, bir yere gitmeyeceğiz ve bize saldırırsanız sizi buna pişman edeceğiz!
Vakit az. Kafa karışıklığı çok fazla. Bu yönde harekete geçmemek, somut durumu somut olarak görememek ve buna uygun tavır almadan eski mantıklarla oyalanmak ölümcül…