IWW İSTANBUL

Enformel Çalışma Grupları

Mayıs 2, 2012

Yazarın “büyük bir kas sisteminin içindeki tohumlar ve ufacık hücreler” gibi gördüğü enformel çalışma gruplarına kısa bir bakış

Enformel Çalışma Grupları

M. Jones

Tarih boyunca her işyerinde işçiler bir araya gelmiş ve ortak çıkarları için birlikte hareket etmişlerdir. Bu, çeşitli biçimlerde yaşanmaktadır. Bazen, yan yana kabinlerde karşılıklı gülümseyerek birbirlerini destekleyen ve işi daha çekilebilir kılan iki işçi düzeyinde bu yaşanırken bazen de üretim hızını ve kendilerini kuşatan çalışma koşullarını enformel olarak denetleyebilen yeterli sayıda insanı kapsayan bir grup düzeyinde yaşanır ya da bu biçim, işyerindeki bir grup işçinin işverenle ilişkisinde bir sendikanın gücünü deneyimlemesine kadar gelişen bir düzeyde meydana gelir. Hangi biçimde yaşanırsa yaşansın, bu birlikte hareket etme durumu oldukça önemlidir. Her bir biçim, işçiler olarak bizlerin yaşamlarımızın diğer alanlarındaki yalnız bırakılmışlığa meydan okur. Bu ilişkiler içinde, kolektif eylem yapmanın ve üretim araçlarını denetlemenin ne anlama geldiğine ilişkin imkânları görmeye başlarız. Bu ilişkiler sayesinde güçleniriz ve ilişkileri geliştirdikçe biz de başarabilir ve değişiklikler yapmaya başlayabiliriz.

İşçi kardeşlerimizle oluşturacağımız bu bağlar, örgütümüzün, İşçi Sendikacılığının ve işçi sınıfı hareketinin esasını oluşturur. Bu bağların vücuda geldiği ve en yoğun olduğu yerler kendi işyerlerimizdir; günlük etkileşimlerimizin ve mücadelelerimizin ortaya çıktığı işyerlerimiz..

Sözünü ettiğim ilk iki biçim yetersizdir. Şayet çalışma grubumuz iki ya da üç kişilik bir grup olarak yalıtık kalırsa çok az şey yapılabilir ve üretimi enformel bir şekilde denetlemeye başlasak dahi geniş bir şirket ya da sektör içinde yalnız kalma olasılığı vardır. Mevcut bağlar, örgütlenme sayesinde çoğaltılmalıdır. Bu küçük grupları yalnızca büyük bir kas sisteminin (sürekli işleyen/işlevsel olması gereken bir kas) içindeki tohumlar ve ufacık hücreler olarak görelim.

Küçük çalışma grupları, örgütlenme üzerinden genişler; bazen belirli bir mesele etrafında bazen de belirli bir mücadelenin/kampanyanın tarafı olarak. Diğer işçileri de kapsayabilir, örgütlenme üzerinden daha tanımlı hale gelebilir ve mücadele edilecek işyeri temelli ya da sektörel meseleler böylece saptanabilir. Genelde enformel biçimde meydana gelse de bu durumu görmezden gelmemek ya da işçilerin formel kurum dışında hareket etme kapasitesine sahip olmadığını düşünmemek gerekir. Küçük enformel eyleyişler her yerde olmakta ve hatta bu bağlamda işçiler, kimi küçük yollarla da olsa kendi güçlerini görmeye başlamaktadır. Bu eyleyişlerin çoğalması gerekir; daha güçlü bir pozisyona doğru büyümek ve taleplere dikkat çekmek içinse formellik kazanması gerekir.

Mücadele geliştikçe bu eyleyişler de daha formel bir hale gelir; sınıfsal bir nitelik kazanır. İşe ilişkin daha iyi şeyler talep eden bir grup arkadaş ya da eş-dost, işverenden talep eden ve bu talebin izinden giderek eylemde bulunan bir işçi grubuna dönüşür. Eylem içinde bir araya gelmek ve olan bitenle doğrudan kendimiz yüz yüze kalmak zorundayız. Bu, taleplerimizi kabul ettirmek için üçüncü bir tarafa, hükümete, bir avukata ya da basına güvenmemek; aksine ne yapılacaksa işyerimizdeki ya da dışındaki diğer işçilerle birlikte bizatihi kendimiz yürütmemiz anlamına geliyor. Bunun kendisi ise doğrudan eylemdir ve hem enformel mücadele içinde hem de formel mücadelede mevcuttur. Bu mücadelede, bizler bir grup olarak işverenle ve üretimle kurduğumuz ilişkiye istinaden tanımlanırız; yani bireyler olarak hareket etmemiz mümkün değildir. Kaldı ki bunun kendisi, işçi sınıfı yani kendi çıkarları için mücadele eden bir grup haline geldiğimiz andır.

Hepimiz kendimizi bu grubun bir parçası olarak tanımlarız ve etrafında örgütlendiğimiz mesele artık işverene karşı işçi sınıfının meselelerinden biri haline gelir. Eylemlerle birlikte, yalnızca bizim ve ailelerimiz için değil aynı zamanda diğer işçi kardeşlerimiz, örgütümüz ve sendikamız için de mümkün olanı görmeye başlarız. Bu küçük tohumlar yani enformel çalışma grupları, örgütlenme ve doğrudan eylem üzerinden sınıfımız tanımlanır. Böylece, işverenlerin kaprislerine terkedilen bireyler olmaktan çıkarız ve kendi meselelerimizi ve gündemimizi öne çıkaran bir güç haline geliriz.

Bu yazının orijinali The Industrial Worker’in 2007 Aralık sayısında yayımlanmıştır. Orijinali http://libcom.org/library/informal-workgroups adresinde vardır.

Enformel çalışma grupları üzerine daha fazla bilgi için Stan Weir’in “The Informal Work Group” ile Kämpa tillsammans’ın “Proletarian management” adlı yazılarına bakabilirsiniz.

IWW Istanbul • 14/08/2016


Previous Post

Next Post

Leave a Reply