IWW İSTANBUL

PRATİK BİR ANLAŞMA DENEYİMİ

İş yerimde insanlarla samimi olmaktan, çok daha güçlü bağlar yaratan bir deneyim anlatacağım.
Bizim şirketin zaman zaman krizleri vardır. Her şey iyi gidiyor derken, bir anda tepetaklak olabilirsiniz. Hiç belli olmaz. Sarsıntı bir süre devam eder. Bazen insanlar atılır. Bazen atılmaz. Bu da insanlarda moral bozukluğu yaratır. Ama uzun süre çalışmışlar bu duruma alışıktırlar.Yine böyle bir sarsıntı sırasında, o güne kadar birlikte çalıştığım ve iş sebebiyle günümün 10 saatini birlikte geçirdiğim bir iş arkadaşımla konuşuyorduk. İkimiz benzer işleri ve hep birlikte yaptığımız için birimize yol verme olasılıkları vardı. Böyle durumlarda insanlar rekabet sebebiyle birbirlerine düşman kesilebilirler. Hatta birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışabilirler. Bu sohbet sırasında, arkadaşım herhalde benim niyetimi de yoklayacak şekilde konuyu açtı. Biraz yönetime kısık sesle sayıp sövdükten sonra, ona şöyle bir teklifte bulundum:

Eğer seni atmaya kalkarlarsa ben, beni de atın diyeceğim. Atmazlarsa, kesinlikle atılana kadar çalışmayacağım. Ne tür olay gerekiyorsa çıkaracağım. Gerekirse en üst yönetime bile çıkacağım. Ya seni işe geri alsınlar, ya da beni de atsınlar diye. Sözüm söz. Peki sen, ben atılırsam bunu yapacak mısın?

 
Arkadaşım, şok oldu. Ardından da, buna gerek yok vs. gibi laflar etmeye başladı. Ben biraz daha ısrar edip, tamamen dürüstçe bunu yapacağıma inandığı an, o da aynen bu şekilde hareket edeceğini söyledi. Tamam, dedik ve konuyu kapattık. Yalnızca o sarsıntılar süresince arada, anlaşmamızı hatırlattım, o da, tamam unutmadım diyerek rengini belli etti.Sonuçta sarsıntılar geçti, ikimiz de atılmadık. Önce o, ardından da ben başka başka bölümlere geçtik. Yani artık, birbirimiz yüzünden atılma durumumuz yok. Ama o arkadaşımla aramdaki bağ, hala sapasağlam duruyor. Arada, çay molalarında karşılaştığımız zaman yine kısık sesle yönetime küfrediyoruz. O konuşmamızın ardından, arkadaşım bunu benim onu çok sevdiğim için yaptığımı zannetti bir süre. Daha sonra ise arkada başka bir düşünce olduğunu ve bunun iş yeri dayanışmasıyla ilgili olduğunu kavradı. İlginç olan, bu olaydan sonra arkadaşımın bana duyduğu tüm şirket haberlerini iletiyor olması. Sanki o pratik anlaşmayı yaparak, onu da ağımızın içine almışız gibi oldu. Sanki o da, bu durumdan, cemaatimizden/ağımızdan haberdarmış gibi hareket ediyor şimdi.

Gerçekten ben atılsaydım, o dediği şekilde davranır mıydı? Bilmiyorum. O anki gelir durumuna bağlıydı muhtemelen. Ama ben öyle davranacağımı biliyordum. Sendikamız yok, toplu sözleşmemiz yok. Ama kendi aramızda kurduğumuz bağlarımız var. Bu bağlardan bütün şirketi kapsayacak kadar çok yaratabilirsek, günü gelince sendikamız da olacak, toplu sözleşmemiz de.

IWW Istanbul • 21/08/2012


Previous Post

Next Post

Leave a Reply