IWW İSTANBUL

0

Örgütlen!

 


@İCMİHRAKTWİSTER GRAFİKLERİ

CSB8v-ZXAAE6mlU1223702

8933158_orig (1)

 7985530


ilbeyli-isciler-fabrika-onu-AA

SENDİKAMIZ ÜYESİ İLBEYLİ / BEYTEKS İŞÇİLERİ HAKLARI VE GELECEKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR!

Adana Ceyhanda kurulu bulunan İlbeyli / Beyteks işçileri haklarına ve geleceklerine sahip çıkmak için mücadele ediyor. Geçtiğimiz aylarda çeşitli bahanelerle binlerce işçiyi ücretsiz izne çıkaran İlbeyli / Beyteks patronu oyunlarına devam ediyor. İlbeyli patronunun hak gasplarına ve saldırılarına karşı sendikamıza üye olan işçiler hakları ve gelecekleri için mücadele ediyorlar.
İlbeyli patronu çeşitli bahanelerle işçilerin haklarını vermiyor. Ücretsiz izinin ne zaman biteceğine dair bir açıklama yapmıyor. İşçileri oyalayarak tüm haklarını bırakarak gitmeleri için uğraşıyor.
Bu oyunları tutmayacak sendikamız üyesi işçiler ilbeyli patronunun oyunlarını bozacaklar.

İlbeyli patronu işçilerin öfkesinin kendisine yönelmesinin önüne geçmek için AKP’yi hedef gösteriyor. AKP, Cemaat çatışmasında cemaat’in tarafında olan ilbeyli patronu sermaye gruplarının iç çatışmalarına işçileri alet etmeye çalışıyor. Fakat sendikamız üyesi işçiler sermaye gruplarının kendi içindeki it dalaşı’na taraf olmayacaklardır. Sermayeyi bir bütün olarak hedef alacaklardır.
Bizler biliyoruzki kendi çıkarları için birbiriyle it dalaşı’na giren sermaye çevreleri işçilerin hak mücadelesini bastırmak için hiç bir sorunları yokmuş gibi birleşirler.

Sendikamız üyesi ilbeyli işçileri işçi sınıf bilinciyle sermayenin her rengine karşı emek ve onur mücadelesini büyütecektir. Sermayenin it dalaşına ortak olmayacaktır.

Buradan ilbeyli patronlarına sesleniyoruz. Siz işçilerin kanını emerek iplik üretiminde dünyada 2. Türkiye 1. büyük firma oldunuz. Şimdide işçilerin haklarını gasp ederek servetinizi dahada artırmanıza izin vermeyeceğiz. Ya siz bu ayak oyunlarından bir an önce vaz geçer işçilerin haklarını verirsiniz, yada işçinin gücü sizin bütün oyunlarınızı bozacaktır.
Sendikamız üyesi işçiler bu gün fabrika önünde oturma eylemiyle mücadeleyi sürdürüyorlar. Yarın farklı yol ve yöntemlerle mücadelemizi büyüteceğiz.

Duyarlı kamuoyunu ve dostlarımızı bu onurlu mücadelede ilbeyli işçilerinin yanında olmaya davet ediyoruz.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL)
08.05.2015


poster-the-boss-needs-you-page-001


REMZİ KİTAPEVİNDE YÜRÜYEN MÜCADELE

2621008Remzi Kitapevi’nin mağaza çalışanı kardeşlerimize yönelik saldırılarını püskürtmeliyiz. Vakti olan arkadaşların basın açıklamasına katılması çok iyi olacaktır.

“Türkiye’nin en büyük kitap satış zincirleri ve yayınevleri arasında yer alan Remzi Kitabevi’nin Nişantaşı’nda bulunan Rumeli şubesinde çalışmakta olan Mağaza Çalışanları Platformu üyesi arkadaşımız 04.12.2014 tarihinde hiçbir yasal zemine dayanmayan; hukuksuz, kuralsız ve keyfiyete dayalı bir biçimde şirket tarafından işinden atılmıştır.

İnsan onuruna yakışmayan, çalışan arkadaşlarımızın iş güvenliği, güvencesi ve her türlü hukuki ve yasal hakları garantiye alınması gerekirken, başta Remzi Kitabevi’nin patronları olmak üzere; yöneticileri ve mağaza müdürlerinin ağızlarındaki iki dudak arasından çıkan “iş akdiniz fesih edildi” söylemlerinde dile gelen dayatmaları ve onursuzluğu hiçbir koşulda kabul etmeyeceğiz !

Mağaza Çalışanları Platformu olarak bu hukuk tanımamazlığı ve işten atılan arkadaşımızın çalışılabilir ve adil bir işçi güvenliği kapsamında işine geri dönebilmesi için mağaza önünde taleplerimizi dillendireceğimiz, yapacağımız basın açıklamasına tüm duyarlı çevreleri davet ediyor ve yanımızda görmek istiyoruz…

Yer :Remzi Kitabevi Rumeli Şubesi/Nişantaşı

Osmanbey – Rumeli Caddesi, No:44,
34363 Nişantaşı – İstanbul (Açık adres: Osmanbey Metrosu çıkışındaki Rumeli Cad. üzeri)

Zaman: 08.12.2014 Pazartesi

Saat :14.00

İrtibat: 0543 340 0550

http://magazacalisanlariyiz.biz/

Mağaza Çalışanları Platformu”


İNSAN KAYNAKLARI STRATEJİLERİ SEMİNERİ

1223702İnsan kaynakları bir çok durumda işveren vekili olarak en az müdürler kadar tepki çekerler. İster mavi yakalı olalım, ister beyaz yakalı şirketlerin İK bölümleriyle bir şekilde iletişime geçmek zorundayızdır. Ama yalnızca bu değil, İK yönetsel ideolojinin vücut bulmuş hali görünümündedir aynı zamanda. 

İşyerlerinde örgütlenme amacıyla yola çıkmış bizlerin, bu kadar önemli bir pozisyonla ilgilenmemesine imkan yok. Çünkü gelecekteki örgütlülüğümüz bu tür yönetsel bölümlerin stratejilerine, taktiklerine birebir bağlı. İki ordunun karşı karşıya gelmesi gibi, çalışanların ve patronların karşı karşıya gelecekleri günü beklemek, ham hayaldir. Bu karşıtlığı yaratmak zorundayız ve yaratmak bize karşı kullanılanları anlamaktan geçiyor. 

Yalnızca kahramanlık nutukları atarak, olmayan güçlerle devrim hesapları yaparak, ekonomik krizin gelmesini bekleyerek sınıf mücadelesi yapmak da ham hayal. Egemen sınıfın bizi yalnızca görünür politikada değil, işyerlerindeki ince politikada da nasıl yönettiğini, nasıl yönetmeyi arzuladığını, neler planladıklarını bilmek ve işleri tersine çevirmek zorundayız.

Ama yalnızca bunlar değil. Bu araçları gelecekteki demokratik olarak örgütlenmiş, patronsuz, kapitalist hiyerarşisiz işyerlerini ve oradan yola çıkarak gelecekteki toplumu inşada nasıl kullanabiliriz? Asıl mesele biraz da bu.

İnsan Kaynakları departmanlarından bir çalışan arkadaşımız, bize İK Stratejileri semineri vermeyi kabul etti. İlgilenen çalışan arkadaşlarımız temasta oldukları IWW elemanından seminerin yerini öğrenip katılabilirler. Henüz bizle iletişime geçmeyen çalışan arkadaşlarımızınsa, eğitim ve seminerlere katılmak için bir an önce işyerlerinde örgütlenmeyi gelecek planlarına dahil etmelerini rica ediyoruz.

Program: 
22 Kasım 2014 – Cumartesi 
Saat 14.00

– Giriş:

* IK’dan ne anlıyoruz? İnsan kaynağı mı? Kaynak olarak insan mı?
* Temel İK fonksiyonları (İşe alım, özlük-yasal işlemler, performans yönetimi, kariyer gelişimi, eğitim, ücretlendirme)

– IK’nın kökenleri-tarihsel gelişimi
– Neo-liberal dönemde IK: normatif kontrol ve kültür yönetimi
– IK’nın geleceği ve yeni trendler

 


OKUMA HEDEFLERİ – 4

Belki başkalarının dertlerini çözmeye uğraşırken hali hazırda bildiklerimiz bize yetebilirdi. Belki işyerleri dışında sınıfı örgütlemek isteseydik, geçtiğimiz yüzyılın başındaki tartışmalar bize fazla bile gelebilirdi. Ama işyerlerinde politika yaparken yalnızca bildiklerimizle yetinemeyiz.

Karşımıza çıkan yepyeni problemleri çözebilmek için yeni düşüncelere de göz atmamız gerekiyor. Yeniden kastımız her fikre atlamak değil kuşkusuz. Pratikte karşılaştığımız ya da geleceği aşikar olan problemlere çözümler sunmamıza yarayacak -illa pratik olmasına gerek yok- düşünceleri bilmemiz gerekiyor. İşyerlerinde birlikler kurmanın olmazsa olmazı, en az egemen sınıf kadar örgütlü ve en az onların ayak oyunlarına, ideolojik manüplasyonlarına cevap verebilecek kadar entellektüel olmak. 

Daha önce bu amaçlarla üç dalga halinde işyeri birliklerinden arkadaşlarımızla okumalara girişmiştik. 

İlki modern felsefe dünyasının bize sunabileceği çözümlere göz atmak için Zizek-Lacan okumaları. 

İkincisi ortasında yaşadığımız modern üretim süreçlerinin anlamlandırmasını yapmak üzere çalışan toplulukları için Richard Sennett, modernizm sonrası çalışan sınıf halleri için Harry Braverman, modernizm deneyimi için Marshall Berman ve gösteri toplumu analizi için Guy Debord okumaları.

Üçüncüsü ise işyerlerinde örgütlenmede yeni araçlar bulabilmek için Richard Dawkins ve Susan Blackmore merkezli mem teorisi okumaları idi.

PictureŞu sıralar iki ayrı konu üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Biri Deleuze-Guattari-Negri-Hardt hattındaki okumalar. Bu okumalardan işyerlerinde politika yapmak isteyenlerin önündeki problemlere ilişkin çözümler ve belki de yeni sorular bulabileceğimizi düşünüyoruz. 

 

Picture

 
Bir ikincisi muhalif arkadaşlarımızın en azından başkalarının sorunları kadar kendi sorunlarına da eğileceği ve işyerlerinde de örgütlenmeye başlayacakları o kutlu güne hazırlık yapmak için yaptığımız okumalar. Bu okumalardan da işyerleri tartışmalarından hemen sonra ortaya çıkacağını düşündüğümüz modern bilgi kuramına ilişkin problemlerimize çözümler bulacağımızı düşünüyoruz.

Picture

 
Okuma şeklimizi ve okuduklarımızı buradan görebilirsiniz. Bizle birlikte okuyun, bizle birlikte gelişin, bizle birlikte işyerinizde örgütlenin!

@İCMİHRAKTWİSTER GRAFİKLERİ

1223702

8933158_orig (1)

 7985530

6016250_orig

5627448_orig

 


 

İŞYERİ ÖRGÜTLENME DENEYİMLERİ ÇEVİRİLERİ (YENİLENDİ)

İşyerlerinde örgütlenmenin, işyerlerini politik hale getirmenin, işyerlerinde muhalefet odakları kurmanın gerekliliği konusundaki düşünceler giderek yayılıyor. Daha önce çeşitli nedenlerle işyerleri dışındaki örgütlenmeye ağırlık veren yapılar, bu fikre uyum sağlıyor. Daha önce sessizlikle geçiştirilen bu fikir, giderek merkezi bir konuma geliyor. Daha önce, bu fikri onaylayıp bunun için hiç bir şey yapmayanlar yollar aramaya başlıyor.

Bunlar güzel gelişmeler. Ama yeterli değil. Bu örgütlenme fikrinin önündeki en büyük engellerden biri kapitalizme karşı çıkışın olgunlaşmamış halinin ta kendisiydi.1 Ama o karşı çıkış, kendisini daha olgun ve gerçekleri kabul etmeye daha istekli bu yeni düşünüşe bırakırken bir başka engelle daha karşılaşıyoruz. O da bu tip örgütlenmelerin her yerde yaratılamayacağı düşüncesi. İstisnasız bir kural olarak da şu aynı cümleyi defalarca ve defalarca duyarak: Sizin sektörde olabilir ama bizim sektörde olanaksız!

Bu tür düşüncelerin “ontik ve psikolojik” kökenlerine saldırmadan önce, bu işe niyetli olup da gerçekten yol bulamayan çalışan arkadaşlarımıza ulaşmalıyız. Onlara deneyimlerimizi aktarmalıyız. Ve o sarp, geçit vermez gibi görülen dağın aslında geçilebilir olduğunu göstermeliyiz.

İşte bu sebeple uluslararası deneyimlerle kendi deneyimlerimizi bir kitap halinde basmayı düşündük. IWW’nun klasikleşmiş broşürü “Think It Over!”ı çevirdik ve bu broşürü işyerleri örgütlenme deneyimleriyle birleştirerek “Bir daha düşün!” adıyla basmaya karar verdik. Fakat çalışan insanlar olduğumuz için sınırlarımız belli. Bu işin altından sizlerin de yardımı olmaksızın yeterince hızlı çıkamayacağız.

Elimizde seçip de çeviremediğimiz şu metinler kaldı:

http://recomposition.info/2012/05/02/informal-workgroups/ (Alındı)

http://recomposition.info/2013/04/12/working-at-artistry-bakery-and-cafe/

http://recomposition.info/2013/12/20/lessons-from-small-shop-organizing/ (Alındı)

http://recomposition.info/2012/04/01/you-say-you-want-to-build-a-solidarity-network/

http://recomposition.info/2011/12/20/holding-the-line-informal-pace-setting-in-the-workplace/

http://libcom.org/library/winning-together-collective-identity-workplace-action (Çevrildi)

http://libcom.org/blog/tasks-today-tomorrow-08022014

http://libcom.org/library/worker-self-management-in-historical-perspective (Alındı)
http://libcom.org/tags/workers-control
http://libcom.org/tags/workers-control?page=1

http://libcom.org/tags/workplace-activity
http://libcom.org/tags/workplace-activity?page=1

Bu duyuruyu gören, işyerlerinde muhalif yapılar kurmanın doğru politik tercih olduğunu farkeden ve bu işe katkı koymak, bizle birlikte yürümek isteyen arkadaşlarımızdan bize ulaşmalarını ve istedikleri çevirileri bize bildirmelerini rica ediyoruz. 2

Mail adreslerimiz: info@dazayn.org ve istanbul@iww.org

1) Bu olgunlaşmamış düşünce ve eylem pratiği kendi referanslarını, Tembellik Hakkı’nda, kapitalizmin günümüzdeki halinde çalışanlar arası rekabet düşüncesinde, Gorz’un Maddesiz’i türü “Siz farklısınız!” pohpohlamalarında ve daha nice eski ve yeni “büyük” çözümlemelerde buluyordu. Ama kural olarak kesinlikle derinliksiz haliyle anlayarak. Foucault’nun Kelimeler ve Şeyler’indeki bir alıntıdan yola çıkıp, işyerleri örgütlenmesinin yanlışlığını “ispatlayan” muarızlarımız bile olmuştu. Ama yine de, “Yapın, elinizden tutan mı var?” diye soran kişilerin körlüğünün yanında, bu tür düşünceler gerçekten masum kalıyor.

2) Çeviri için kendimize de uyguladığımız kurallarımız var. Bu kurallar kitabın selameti açısından çok önemli. Bu sebeple bu disipline gelemeyecek ya da vakti olmayak arkadaşların durumlarını bize bildirmelerini önemle rica ediyoruz. Bu kurallar ve süre bitim tarihlerini seçtiğiniz makale onaylanınca size bildireceğiz.


 

Alexandre Skirda:  Jan Waclav Makhayski

Gün Zileli’nin notu:

Soma katliamı, neredeyse unutmaya başladığımız işçi sınıfının üzerindeki ağır sömürüyü bir kere daha tüm toplumun önüne getirdi. Aşağıdaki uzun metin, hem Marx’ın hem de Lenin’in çağdaşı sayılabilecek bir dönemde yaşamış (1866-1926) Jan Waclav Makhayski’nin işçi sınıfı ve entelektüellerle ilgili görüşleri temelinde sosyalizmin aslında “bilgi kapitalistleri” denen ayrıcalıklı entelektüellerin diktatörlüğü olduğunu anlatan, belki tarihin karanlıklarında kalmış ama bugün yeniden ele alınmasında yarar olan bir değerlendirmedir. Makhayski’nin toplumun en alt tabakasında yer alan işçi sınıfına ve tüm ezilenlere bağlılığından ve bu sınıfın sırtından geçinen her türlü asalak karşısındaki uzlaşmaz tavrından bugün öğrenecek çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu bölüm, 149 sayfalık, içinde Makhayski’nin özgün metinlerini de barındıran kitap boyutlarındaki bir çeviri dosyasından alınmış ve güncelliği nedeniyle burada yayınlanmıştır.